Assassin's Creed Odyssey
- Resul
- 4 Mar
- 4 dakikada okunur
6.5/10
Assassin's Creed Odyssey, Assassin's Creed Origins oyunu ile birlikte Assassin's Creed temasını gizlilik ve aksiyon türünden aksiyon rol yapma türüne tam anlamıyla çeken bir oyun olmuş. Assassin's Creed Origins her ne kadar bu değişimin öncüsü de olsa bazı açıkları vardı. Assassin's Creed Odyssey'de bu açıkların bazıları düzeltilmişti ama bazıları da daha kötü yapılmıştı bence.
Hikaye:
Hikayemiz Antik Yunan dünyasında, Peloponez Savaşı'nın ortasında geçiyor. Hikayemizin başlangıcında bize iki tane karakter seçim ekranı sunan oyunumuzda, Kassandra ve Alexios adlı ikiz kardeşlerden birisini oynayıp bu maceraya atılabiliyoruz. Karakterimizi seçtikten sonra, babamız Nikolaos'un Peloponez Savaşı'nda yaşadığı bir anıyı görüyoruz ve oyun, bize orada oyunun nasıl oynanılacağını az çok gösteriyor. Sonrasında daha küçük yaşlarda olan Alexios'u (Ben Alexios'u seçtiğim için Alexios diyeceğim, Kassandra da olabilir) talim yaparken ve daha küçük yaşlarda olan kız kardeşimiz Kassandra'ya sahip çıkarken görüyoruz. Sonrasında bir rahip tarafından yapılan kehanetten dolayı kız kardeşimiz Kassandra'nın lanetli olduğu ve onun Taygetos Dağı'nın tepesinden aşağı atılması gerektiği söyleniyor. Annemiz Myrrine her ne kadar ısrar etse de babamız Nikolaos bunu engellemiyor ve Kassandra tam dağdan atılacakken, Alexios onu kurtarmak için atlıyor ve küçük kardeşimiz Kassandra ile dağın tepesinden düşüyoruz. Sonrasında Kephallonia adı verilen bir yere denizden sürüklenip gidiyoruz ve Markos adında bir tüccar ile karşılaşıyoruz. Tüccarın belirli görevlerini yapan Alexios, büyüdüğünde bir paralı asker oluyor ve belirli görevlerini tamamladıktan sonra Kozmos Kültü adı verilen bir tarikatla karşılaşıyor. Hikayemiz de işte böyle başlamış oluyor. Oyundaki amacımız da Kozmos Kültü'nü devirmek, ailemize tekrar kavuşmak ve Peloponez Savaşı'na bir son verip Yunan dünyasını kurtarmak oluyor.
Hikayemiz, oyunun haritasının büyüklüğünden dolayı (254 km2 ve Assassin's Creed tarihinin en büyük haritası) bayağı karışık ve uzun hissettirebiliyor, ama bence ana hikaye üzerinden giden birisi için 80-90 saatte bitebilecek bir oyun olabilir. Hikaye konusunda çok sinirlendiğim tek nokta, oyunun hikayesinin sonunu DLC ile öğrenebiliyor oluşumuz. Çok sinirlendim buna. Oyunun hikayesini neden DLC ile bitiriyorsunuz ki? Oyuna 160-170TL PARA GÖMMÜŞÜM, VERİN BANA HİKAYENİN SONUNU İŞTE. (Şu an oyunun Steam'deki indirimsiz fiyatı 1.700 TL ve bu fiyat da oyunun sonunu veren DLC'yi dahil etmediğim hali.)
Oyun ve Oynanış:
Origins ile pek bir farkı yok desem farkı var, fark var desem de fark yok. Oyunu biraz zor yapmışlar. "Loot yap ve silahını güçlendir." kafasıyla gidiyor ama loot yapmanın da bir dozu var. Atıyorum, gemiyi son seviyeye getirmek için 10.000 odun ve bilmem kaç bin tane taş istiyorsun. E ben bunu lootlayarak geçireceğim zamanda hikayenin akışından kopuyorum ve oyundan sıkılma gibi bir duruma düşüyorum. Sonra güçlendirdiğim silah level atladıkça güçsüzleşiyor veya daha iyisi geliyor ama güçsüz olan silahımı güçlendirip rakiplerimi avlayabilmek için tekrardan loot yapmam gerekiyor. Bu da şahsen beni oyundan kopartan bir durum oldu. Haritalarda çok fazla "?" içeren bölge var ve bunların hepsi neredeyse aynı. Sadece git gez işte kafasıyla konulmuş ve harbiden can sıkıyor bence. NPC'ler biraz mal desem yeri olabilir aslında ama oyunda gizlilik yapsan bile oyunun ortalarına doğru bu gizliliğin artık bir anlamı kalmadığını görünce pat küt dalıyorsun ve gizlilik kasıp kafa yormaya gerek kalmadığını anlıyorsun.
Oyunda Phobos adında bir atımız var ve bu belirli yerlere hızlı seyahat edebilmek için sürebiliyoruz. Bu atı çağırdığım zaman, gideceğim yere ben de koşayım, at zaten benden hızlı ve bana yetişince üzerine biner, daha hızlı giderim diyordum ama at benden daha yavaş geliyordu. Atı çağıran bendim ama atın ayağına ben gidiyordum.
Assassin's Creed Origins oyununda bulunan arena aktivitesi bu oyunda da var. Arenanın son turunda da arena sonu bossu diyebileceğimiz düşmanlar var ve ufak bir hikayesi de var bu arenanın. Bana göre Odyssey'in arena aktivitesi Origins'e kıyasla daha zayıf olmuş.
Yetenek ağacı Origins'e kıyasla daha karışık olmuş. Seviye atlamak, belirli bir süreden sonra zaten zorlaşıyor ve hasarımızı artırmak ve belirli etkiler kazanmak için seviye puanı ile dolduracağımız bazı özellikler var ve hepsini fullemek için özellik başına 20 puan istiyor. Hesapladığımda, sanırsam bütün kutuları doldurmak için 300-400 seviyeye ulaşmamız gerekiyor ki bu da zaten neredeyse imkansız.
Oyunda kendini tekrar eden ama hikayeleri farklı olan yan görevler bolca var. Oyunun hikayesi ne kadar güzel olsa bile, oyunun açık dünyasında yapılacak şeyler (ki genelde aynı oluyorlar) seni hikayeye devam edebilmen için yapmaya zorluyorsa, hikayesinin güzelliğinin bence bir anlamı kalmaz. Karakteri güçlendireyim diye hikayeden kopuyorsunuz. Yapsaydınız işte Origins gibi, niye 254 km2 haritaya boş boş şeyler koyup oyundan soğutuyorsunuz? Hani farklı olsalar tamam derim, bak farklılar, bir şey sunuyorlar derim. Geneli, hikayesi farklı bile olsa aynı. Yok efendim, hazineyi yağmala. Yok efendim, mağaradaki kurtları öldür, vesaire vesaire. Cidden sıkıyor.
Sonuç:
Sonuca gelecek olursam, oyunun oynanışı ve hikayesi güzel. Origins'de bize istersen gizlilik yapmadan da ilerleyebilirsin seçeneğini direkt oyunun içerisinde vermişlerdi ama bu oyunda bir yerden sonra gizliliğin gerçekten bir anlamı olmadığını görüyorsunuz. Sizin ve düşmanlarınızın seviyesi yükseldikçe, artık gizlilik yapmak yerine bam güm dalmanız gerekiyor. He, yine ortalamanın üstünde bir oyun ama bence Origins kadar güzel değil. Ben Origins oyunundan şahsen daha çok keyif aldım oynanış bakımından. Oyun uzun bir oyun, onu söyleyeyim. 100+ saatinizi alabilir. Ben Fate of Atlantis ve Legacy of the First Blade DLC'lerini oynamadığım halde 177 saat oynamışım bu oyunu. Aslında Fate of Atlantis'i aldım da sonra yeter, çok sıktı deyip iade ettim. Keşke etmeseydim, çok pahalandı ama yapacak bir şey yok. Bence oynamalısınız. Her ne kadar beni bir yerde sıksa da eğlenceliydi ama ben Origins'den daha çok keyif almıştım. Belki iki oyunu oynarken o an içinde bulunduğum ruh halimle alakalı bir durumdur ama siz yine de oynayın, bir şans verin. Kötü bir oyun değil.
Comentários