top of page

Doom Eternal

  • Yazarın fotoğrafı: Resul
    Resul
  • 1 Mar
  • 2 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 4 Mar

9/10


Bu oyun başka bir şey ya. Başlarda biraz zorluyor da, alışınca pata küte yok ediyorsun her şeyi. Hani oyunu oynarken müzik bile açmana gerek yok, sana müthiş bir müzik hizmeti de veriyor. Oyunun arka planında bir hikaye de var tabii, ama bu oyunda hikayeye kasayım, şu ne anlatmış acaba gibi bir derdin de olmuyor. Oyun eline veriyor bir tane silahı, baam güüm dalıyorsun.


Oynanış:


Doom Eternal’ın en büyük gücü bence aksiyon mekaniğidir. Savaşlar, çatışmalar falan hızla, akıcı bir şekilde gerçekleşiyor ve her an kendinizi bir canavarın kafasını uçururken bulabiliyorsunuz. Çeşitli silahlar, haritanın bazı yerlerinde etkileşime girebileceğimiz öğeler ve güçlendiricilerle her bir savaşta farklı stratejiler geliştirebiliyorsunuz. Ancak, bazen bu aksiyonun sürekli olması sizi biraz yorabiliyor. Özellikle oyunun bazı bölümlerinde savaşların ve çatışmaların zorluk seviyesinin aşırı yüksek olması gerçekten kafa yorabiliyor. He, tabii Doom Eternal öyle girip chill chill takılabileceğin bir oyun değil zaten. Bu oyuna girdiğin zaman en vahşi yönlerinle oynaman gerekiyor bence. Oynanış konusunda bence çok bir şeyden bahsetmeme gerek yok. Başta da dediğim gibi elinde çeşitli silahlar, özellikler var ve bunları kullanarak canavarları yok etmeye çalışıyoruz.


Hikaye:


Doom Eternal, hikaye konusunda bence çok iddialı bir oyun değil. Yani güzel bir hikayesi olabilir ama ben oyunu bitirdiğimde "Bu oyun bana hikaye olarak ne anlattı?" diye bir sordum kendime. Hikaye anlatımı, aksiyonun gölgesinde biraz eksik kalıyor. Çeşitli koleksiyon parçaları ve toplanabilirler aracılığıyla hikaye anlatımı sağlanabiliyor ama yine de oyundaki asıl odak noktası savaşlar, çatışmalar ve her an bir canavarın kafasını uçurmak oluyor. Şahsen ben oyunu ilk oynadığımda bütün bölümlerdeki koleksiyon parçalarını falan tamamladım ama hikayeden pek bir şey anlamamıştım. O yüzden hikaye kısmında "Şu olmuş, bu olmuş" diye anlatamıyorum. Kısaca söylemem gerekirse de bu oyunda derinlemesine bir hikaye anlatımı yok. Girip oyunun sana açtığı müthiş metal müzikler eşliğinde canavarları vuracaksın, bu kadar.


Müzik:


Müziğe ve ses tasarımına ayrı bir yer açmak gerek. Mick Gordon’ın Doom Eternal için yaptığı soundtrack’ler, oyunun temposuna müthiş derecede çok yakışıyor. Eleman müthiş soundtrack’ler yapmış ya. Savaşa girdiğimiz gibi çalan heavy metal parçalar, adeta savaşın içerisinde siz varmışsınız gibi hissediyor ve her an bir canavarın kafasını uçurasınız geliyor.


Sonuç:


Doom Eternal, bir aksiyon oyunu olarak mükemmel bir oyun. Hızlı, akıcı ve her anı adrenalini yüksek bir deneyim sunuyor. Grafiklerinden müziklerine kadar her bir detayında başarılı. Ancak, benim çok gözüme batmasa bile hikaye anlatımındaki zayıflık yüzünden mükemmeliyetin biraz gerisinde olduğunu düşünüyorum. Yine de, aksiyon ve hızlı oyun severler için kaçırılmaması gereken bir yapımdır Doom Eternal.

 
 
 

Comments


bottom of page