top of page

Ghost of Tsushima + Iki Island DLC

  • Yazarın fotoğrafı: Resul
    Resul
  • 20 Mar
  • 4 dakikada okunur

7/10


Not: Eskiden yazdığım bir inceleme, değiştirme gereği duymadım.


Ghost of Tsushima, oyuncuları feodal Japonya'nın son samuraylarından biri olan Jin Sakai'nin hikayesine götürüyor. Sucker Punch Productions tarafından yapılan bu açık dünya aksiyon-macera oyunu, 1274 yılında Moğol İmparatorluğu'nun Tsushima Adası'nı işgalini konu alıyor.


Oyun/Oynanış


Oyunun en dikkat çekici yönlerinden biri görselliği. Tsushima Adası, rüzgarla dalgalanan çimenler, sakura ağaçları ve ilgi çekici dağ manzaralarıyla adeta bir sanat eseri gibi işlenmiş. Renk paleti ve ışıklandırma, özellikle gün batımları ve sisli ormanlarda oyuna müthiş bir hava katıyor.


Oyunun haritası 3 bölümden oluşuyor ve yeterince büyük. Haritada oyuncunun ilgisini çekebilecek ve keşfedebileceği birçok unsur var. Bu unsurların bazıları oyuncunun karakterini geliştirebilmesi için, bazıları da yeni kozmetikler açmak için. Tabii, bu unsurlar bir yerden sonra kendini tekrar ediyor ve bu da can sıkabiliyor.


Oynanış açısından, Ghost of Tsushima iki farklı oyun tarzını mükemmel bir şekilde sunuyor. Kılıç dövüşleri, samuray onurunu temsil eden doğrudan çarpışmalarda kendini gösterirken, gizlilik mekanikleri ise Jin'in "Hayalet" kimliğini ön plana çıkarıyor. Çok zor olmasa bile zorlu dövüşler, oyuncunun reflekslerini ve stratejilerini sınarken, gizlilik bölümleri de dikkatli ve sabırlı bir oynayış gerektiriyor.


Hikaye


Hikaye, Jin Sakai'nin yolculuğunu ve Tsushima'nın halkını kurtarma çabasını anlatıyor. Ancak Jin'in, samuray töresine ve onuruna sadık kalma ile halkını koruma adına ahlaki sınırları zorlayan (samuray töresine göre) "Hayalet" yöntemlerini benimseme arasında kalması, hikayeyi derinleştiriyor. Jin, halkını kurtarmak için tüm yollar mübahtır düşüncesindeyken, samuray töresi "Hayalet" kimliğinin yaptığı hareketlere tamamen karşıdır. Bu içsel çatışma, karakter gelişimini güçlendiriyor ve oyuncuyu Jin'in kararlarıyla empati kurmaya zorluyor.


Yan Görevler


Oyunun yan görevleri de ana hikayeyi tamamlıyor. Tsushima'nın çeşitli köylerinde ve kasabalarında geçen bu görevler, oyunun dünyasını daha canlı ve gerçekçi kılıyor. Ayrıca, çeşitli efsaneler ve mitolojik ögeler, oyuna daha mistik bir hava katıyor.


Ancak, Ghost of Tsushima'nın eksik yönleri de yok değil. Görev çeşitliliğinin sınırlı olduğunu düşünüyorum ve belirli oyun mekaniklerinin tekrar ettiğini düşünüyorum. Ayrıca, NPC'ler zaman zaman öngörülebilir hareketler yapabiliyor. Bu da bazı bölümlerde zorluğun azalmasına yol açabiliyor.


Beğenmediklerim/Özet


Oyunun haritası, bahsettiğim gibi yeterince büyük ve insanda keşfetme arzusunu uyandırıyor. Benim gibi haritanın her yerini gezme ve açma meraklıları için biraz can sıkabilen bir oyun olduğunu düşünüyorum. Harita ilk başta beyaz bir şekilde sunuluyor ve sadece gittiğimiz yerler siyaha boyanıyor. Bu da oynayış süresini artırabiliyor ve hikayeden kopmamıza yol açabiliyor diye düşünüyorum.


Kendi bilgisayarımla alakalı bir durum mu bilmiyorum ama yüksek seviyeli bir sisteme sahip olduğum halde oyunu oynamaya başlamamdan bir süre sonra FPS’imde düşüş yaşıyordum. Grafikleri düşürüp tekrar yükseğe çekince bu durum düzeliyordu ve bir süre sonra tekrar FPS’im düşüyordu. Bu düşüş bazen 40-50, bazen de 20-30 FPS kaybı yaşatıyordu. Ayrıca DLC’ye geçtikten sonra herhangi bir NPC grubunun arasına girdiğim gibi takılmalar yaşıyordum. Bu da çarpışmalarda ve kalabalık savaşlarda can sıkıcı bir durum olabiliyordu.


Özet olarak da, Ghost of Tsushima hem görsel hem de hikaye anlatımı açısından etkileyici bir deneyim sunuyor. Feodal Japonya'ya ilgi duyanlar için bu oyun, kaçırılmaması gereken bir oyun. Jin Sakai'nin hikayesi, unutulmaz ve ilgi çekici anlarla dolu. Aksiyon konusunda çok güzel iş çıkarmış bir oyun. Kılıç çarpışmaları oyuncuyu gerçekten oyunun içine çekiyor. Ayrıca, oyunun sunduğu özgürlük, oyunculara kendi samuray tarzını keşfetme fırsatı veriyor.


Ghost of Tsushima: Iki Island (DLC)


7/10


Ghost of Tsushima'nın Iki Island DLC'si, ana oyunun sunduğu samuray macerasını genişleterek oyuncuyu Jin Sakai'nin geçmişine derin bir yolculuğa çıkarıyor. Iki Adası, Tsushima'nın güzelliklerinden biraz daha farklı, daha gizemli bir atmosfere sahip. Bu DLC, hem yeni keşifler hem de Jin'in karakterini daha yakından tanıma fırsatı sunuyor.


Oyun/Oynanış


Iki Adası'nın atmosferi, oyunun samuray temasıyla uyumlu fakat biraz daha karanlık bir havası var. Adanın manzaralarında, Tsushima'dan farklı olarak daha vahşi ve doğal bir his var. Bu ada da keşif yapmayı daha ilgi çekici bir hale getirebiliyor.

(Oyunda ilgimizi çekebilecek şeyler olduğundan keşif yapmak heyecan verici olabiliyor tabii, ama ilk incelemede bahsettiğim harita olayı maalesef burada da mevcut. Bu bir sorun değil tabii, ama oynanış süresini uzattığından ve hikayeden koparabildiğinden oyuncuyu sıkabilir diye düşünüyorum.)


Iki Adası, normal oyundaki 3 bölümden oluşan haritanın herhangi bir bölümü kadar büyük olmasa da, bir DLC'ye göre yeterince büyük, içi dolu ve geniş. Haritada, ana oyundan farklı olarak yeni objektifler de mevcut. Ana oyundan bildiğimiz bambu talim noktaları, kaplıcalar, haikular ve Iki Island DLC'sine özel olarak yeni gelen hayvan mabetleri ve hikayede ilerledikten sonra açılan saklı koy turnuvası mevcut. Ekstra olarak, haritanın bazı noktalarında Sakai sancakları bulunuyor. Bu sancaklar, oyuna DLC ile birlikte gelen Sakai At Zırhı için yeni renklerin kilidini açıyor.


Oynanış açısından çok bir değişiklik ve farklılık olmasa da Iki Island DLC'si, yeni yetenekler ve zorluklar sunarak oyunu biraz da olsa genişletiyor ve zenginleştiriyor. DLC'de, yeni düşman türleriyle karşılaşıyoruz ve bunlarla başa çıkmak için yeni stratejiler geliştirmemiz gerekebiliyor.


Hikaye


DLC'nin hikayesi, Jin'in babası Kazumasa Sakai'nin ölümünden önceki yılları anlatan bir geçmişi gün yüzüne çıkarıyor. Jin, Moğol istilasına karşı savaşmaya devam ederken, Iki Adası'nın lideri olan ve "Kartal" olarak bilinen Moğol bir şamanla karşı karşıya kalıyor. Kartal'ın Jin'e yaptığı şeyler sonucunda Jin'in geçmişiyle ilgili yüzleşmeleri, hikayeyi derinleştiriyor ve bizi hikayenin içine çekmeyi başarıyor.


Yan Görevler


Yan görevler ve objektifler de adanın kültürünü ve tarihini daha iyi anlamamızı sağlıyor. Adadaki insanların sorunlarıyla ilgilenmek, Jin'in bir samuray olarak halkını ve mazlumları koruması gerektiğini ve sorumluluklarını ona hatırlatıyor ve bu da karakter gelişimine katkıda bulunuyor. Ayrıca, yeni efsanevi zırhlar, teknikler ve kozmetik öğeler, keşfetmeyi daha ilgi çekici kılıyor.


Beğenmediklerim/Özet


Tabii, Iki Island DLC'sinde bazı beğenmediğim yerler de var. Ana hikaye, etkileyici olmasına rağmen, zaman zaman tahmin edilebilir bir hal alabiliyor. Ayrıca, yeni mekaniklerin ve düşmanların ana oyuna göre yeterince yenilik sunmadığını düşünüyorum. Oyuna yeni eklenen bir yetenek sayesinde atımızla düşmanlara çarpıp onları etkisiz hale getirebiliyoruz, ama bu yeteneğin oyuna yeterince yenilik sunduğunu düşünmüyorum. Tabii, bu eksiklikler genel deneyimi ciddi şekilde etkileyen, oyundan soğutan eksiklikler değiller. Sadece çok ilgi çekici olduklarını düşünmüyorum. DLC'nin ilgi çekici ve oyuna bağlayan noktasının hikayesi olduğunu düşünüyorum. Bunun sebebi de Jin Sakai karakterinin geçmişine inmemiz ve babası Kazumasa Sakai'nin ölümünden önceki yıllarda, Jin ile olan ilişkisini ve yaşantısını Jin'in gözünden görerek öğrenmemiz.


Özet olarak da, Iki Island DLC'si, Ghost of Tsushima'nın dünyasını genişleten ve Jin Sakai'nin karakterine daha fazla derinlik katan başarılı bir ek içerik. Feodal Japonya'nın gizemli bir köşesinde yaşanan bu macera, hem hikaye anlatımı hem de atmosfer açısından tatmin edici bir deneyim sunuyor, diye düşünüyorum. Eğer ana oyunu sevdiyseniz, Iki Island ek paketini de seveceğinizi düşünüyorum.


 
 
 

Comentários


bottom of page